ÇINGIRIK KUYUSU’NUN KADINLARI

Posted on

Çıngırık Kuyusu'nun keşfi ve araştırması oldukça ilginç: Cide'ye bağlı Okçular Köyü'nün Kokurdan Mahallesi'nde yer alan bu mağara ilk olarak bir harita üzerinde bulundu, ardından ilk araştırması Çağan, Erkin ve Ali tarafından yapıldı, dün ve bugün ise toplam 10 saatlik bir çalışma ile üç kadın mağaracımız; Menekşe, Nuray ve Emine tarafından döşendi, ölçüldü, toplanıp çıkıldı. Derinlik? -100 metre!

Genişçe bir havzanın suyunu toplayan dere MTA jeolojik haritasına göre Kretase kalker olan bir kütleye, 12 m çapında ve 12 m derinlikte, oldukça büyük ve ihtişamlı bir ağızla batmakta. İlk salonun ardından eğimli bir galeri ve 6 m'lik ufak bir iniş var. Mağara bundan sonra oldukça çamurlu ve kaygan, biri 60 m'lik tek iniş olan iki inişle devam ediyor. Ulaşılan son noktada ise 25 m tavan yüksekliğine sahip devasa bir salon mevcut. Su burada sızarak gözden kayboluyor.

İki ilginç nokta daha: Mağaranın içinde yer aldığı fay kırığı o denli düzgün bir eğime sahip ki en derin noktasından bile ağızın ışığı görünmekte. Ve 100 metre derinliğine karşılık, Çıngırık Kuyusu deniz seviyesinden sadece 150 m yüksekte!

Sonuçta, aşağıdaki haberin devamı olan bu mağara ile birlikte Amasra bölgesine yapılan 4 günlük gezide 4 yeni mağara bulundu ve ölçüldü, çok sayıda yeni ihbar alındı.

Çıngırık Kuyusu'nun keşfi ve araştırması oldukça ilginç: Cide'ye bağlı Okçular Köyü'nün Kokurdan Mahallesi'nde yer alan bu mağara ilk olarak bir harita üzerinde bulundu, ardından ilk araştırması Çağan, Erkin ve Ali tarafından yapıldı, dün ve bugün ise toplam 10 saatlik bir çalışma ile üç kadın mağaracımız; Menekşe, Nuray ve Emine tarafından döşendi, ölçüldü, toplanıp çıkıldı. Derinlik? -100 metre!

Genişçe bir havzanın suyunu toplayan dere MTA jeolojik haritasına göre Kretase kalker olan bir kütleye, 12 m çapında ve 12 m derinlikte, oldukça büyük ve ihtişamlı bir ağızla batmakta. İlk salonun ardından eğimli bir galeri ve 6 m'lik ufak bir iniş var. Mağara bundan sonra oldukça çamurlu ve kaygan, biri 60 m'lik tek iniş olan iki inişle devam ediyor. Ulaşılan son noktada ise 25 m tavan yüksekliğine sahip devasa bir salon mevcut. Su burada sızarak gözden kayboluyor.

İki ilginç nokta daha: Mağaranın içinde yer aldığı fay kırığı o denli düzgün bir eğime sahip ki en derin noktasından bile ağızın ışığı görünmekte. Ve 100 metre derinliğine karşılık, Çıngırık Kuyusu deniz seviyesinden sadece 150 m yüksekte!

Sonuçta, aşağıdaki haberin devamı olan bu mağara ile birlikte Amasra bölgesine yapılan 4 günlük gezide 4 yeni mağara bulundu ve ölçüldü, çok sayıda yeni ihbar alındı.

AMASRA’DA SİFON GEÇİŞİ

Posted on

İki gündür Amasra'dayız. Kocareis Mağarası, bir sifonun ardından yaklaşık 150 m daha devam edip ikinci bir sifonla, toplam 450 m uzunlukta bitti. "Bir sifonun ardından" ne demek? Menekşe ve Murat Eğri sifonu dalarak geçtiler demek! Burası oldukça aktif karakterine karşın olağanüstü oluşumlarla bezeli, inanılmaz güzellikte bir mağara.

Ardından, bugün Gökpınar Mağarası'ndayız. Daha önce tespit edilen ve çıkışı bir sifon önünde göl olan bu mağaranın aktif su hattına dik bir baca ile ulaşılıyor. Bu yaz yağan yağmurlar sonucu bölgedeki tüm mağaraların su seviyesi yüksek. Bu yeni bulduğumuz mağarada da hemen bir sifon beklerken, Gökpınar Mağarası bizi şaşırtarak hem uzun, hem de en az Kocareis kadar güzel çıktı.

Dün kamp kurduğumuz fındık bahçesinde bulunan Perili Mağara ise bambaşka bir havzanın suyunu taşımakta. Az önce Menekşe tarafından çizilen haritasını yayımladık bile. Yarın yeni ihbar edilen 3 mağaraya baktıktan sonra daha önce bulduğumuz, Kokurdan Mahallesi'ndeki düdene gideceğiz. 

İki gündür Amasra'dayız. Kocareis Mağarası, bir sifonun ardından yaklaşık 150 m daha devam edip ikinci bir sifonla, toplam 450 m uzunlukta bitti. "Bir sifonun ardından" ne demek? Menekşe ve Murat Eğri sifonu dalarak geçtiler demek! Burası oldukça aktif karakterine karşın olağanüstü oluşumlarla bezeli, inanılmaz güzellikte bir mağara.

Ardından, bugün Gökpınar Mağarası'ndayız. Daha önce tespit edilen ve çıkışı bir sifon önünde göl olan bu mağaranın aktif su hattına dik bir baca ile ulaşılıyor. Bu yaz yağan yağmurlar sonucu bölgedeki tüm mağaraların su seviyesi yüksek. Bu yeni bulduğumuz mağarada da hemen bir sifon beklerken, Gökpınar Mağarası bizi şaşırtarak hem uzun, hem de en az Kocareis kadar güzel çıktı.

Dün kamp kurduğumuz fındık bahçesinde bulunan Perili Mağara ise bambaşka bir havzanın suyunu taşımakta. Az önce Menekşe tarafından çizilen haritasını yayımladık bile. Yarın yeni ihbar edilen 3 mağaraya baktıktan sonra daha önce bulduğumuz, Kokurdan Mahallesi'ndeki düdene gideceğiz. 

YARASAİNİ

Posted on

Burası, son yıllarda bulduğumuz mağaraların en ilginçlerinden biri.

Safranbolu’ya bağlı Konarı Köyü’nün kuzeyinde yer alan 560 m uzunluğundaki bu mağaranın birisi yüzeye baca şeklinde, dördü ise kanyon duvarında, toplam beş farklı girişi mevcut. Mayıs ve Haziran aylarında kanyona açılan giriş ağızları su seviyesinin yaklaşık 4 m üstünde olmasına karşın, giriş galerilerinde gözlenen ağaçlar ve dallar taşkın sırasında suyun mağaranın ne kadar içine girdiğini gösteriyor. Yörede “Cüzzamlılar Mağarası” olarak da bilinen Yarasaini’nin güneybatıya doğru uzanan dar bir kolu çok çamurlu bir eğimle hemen hemen dış su seviyesine kadar inmekte. Bu kolda aktif dönemde yoğun bir su girişi olduğu belli. Diğer fosil kollar ise labirent gibi; birbirlerine pencerelerle bağlanmakta, yanyana paralel şekilde devam etmekte ve hemen hepsi ayrı kollar halinde yeryüzüne açılmaktalar. Bazı kollarda ise mağaranın isminin hakkını verecek miktarda zengin bir yarasa popülasyonu yaşamakta.

Bölge o denli ilginç mağaralarla dolu ki, insan bugüne dek gidilip neden araştırılmadığını merak ediyor.

(Harita yayınlandı)

Burası, son yıllarda bulduğumuz mağaraların en ilginçlerinden biri.

Safranbolu’ya bağlı Konarı Köyü’nün kuzeyinde yer alan 560 m uzunluğundaki bu mağaranın birisi yüzeye baca şeklinde, dördü ise kanyon duvarında, toplam beş farklı girişi mevcut. Mayıs ve Haziran aylarında kanyona açılan giriş ağızları su seviyesinin yaklaşık 4 m üstünde olmasına karşın, giriş galerilerinde gözlenen ağaçlar ve dallar taşkın sırasında suyun mağaranın ne kadar içine girdiğini gösteriyor. Yörede “Cüzzamlılar Mağarası” olarak da bilinen Yarasaini’nin güneybatıya doğru uzanan dar bir kolu çok çamurlu bir eğimle hemen hemen dış su seviyesine kadar inmekte. Bu kolda aktif dönemde yoğun bir su girişi olduğu belli. Diğer fosil kollar ise labirent gibi; birbirlerine pencerelerle bağlanmakta, yanyana paralel şekilde devam etmekte ve hemen hepsi ayrı kollar halinde yeryüzüne açılmaktalar. Bazı kollarda ise mağaranın isminin hakkını verecek miktarda zengin bir yarasa popülasyonu yaşamakta.

Bölge o denli ilginç mağaralarla dolu ki, insan bugüne dek gidilip neden araştırılmadığını merak ediyor.

(Harita yayınlandı)

SAFRANBOLU ARA GEZİSİ

Posted on

Sadece üç kişi; Nuray Ada, Murat Şahin ve Ali Yamaç tarafından yapılan bu üç günlük “Safranbolu Ara Gezisi” ufak grupların çok daha verimli olduğunun yeni bir ispatı gibi oldu. İlk olarak Yarasaini’nin geçen gezide eksik kalan kolu ölçüldü. 128 m ilavesi ile bu mağara yaklaşık 590 m’de sonlandı. Mağaranın tamamlanmasının ardından wet suitlerle Konarı Kanyonu’na girip Yarasaini’nin tam karşısında, su ile aynı hizada olan kovuklara girip baktık. Kovuklardan birisinin devam etme olasılığı mevcut.

Akşam, Arpacıoğlu Oteli’nde Safranbolu Kaymakamı Sn. Gökhan Azcan ile bölgenin mağaraları, nasıl korunabilecekleri ve neler yapılabileceği konularında sohbet ettik.

Ertesi gün, uzun bir yürüyüşle Konarı Köyü’nün kuzeyinde, kanyon duvarında bulunan Kızılin’e ulaştık. Mağaranın, dev gibi ağzı olmasına karşın yüksek ihtimalle bir kovuk olma olasılığı vardı. Gerçekten de girişin hemen ardından daraldı. Çamur dolu daracık bir deliği geçtikten sonra bizi bir sürpriz bekliyordu; karşımızda zemini çamur ve guano yığınları ile kaplı, yüksek tavanlı büyük bir salon vardı ve tavan yarasa dolu idi. 

Sadece üç kişi; Nuray Ada, Murat Şahin ve Ali Yamaç tarafından yapılan bu üç günlük “Safranbolu Ara Gezisi” ufak grupların çok daha verimli olduğunun yeni bir ispatı gibi oldu. İlk olarak Yarasaini’nin geçen gezide eksik kalan kolu ölçüldü. 128 m ilavesi ile bu mağara yaklaşık 590 m’de sonlandı. Mağaranın tamamlanmasının ardından wet suitlerle Konarı Kanyonu’na girip Yarasaini’nin tam karşısında, su ile aynı hizada olan kovuklara girip baktık. Kovuklardan birisinin devam etme olasılığı mevcut.

Akşam, Arpacıoğlu Oteli’nde Safranbolu Kaymakamı Sn. Gökhan Azcan ile bölgenin mağaraları, nasıl korunabilecekleri ve neler yapılabileceği konularında sohbet ettik.

Ertesi gün, uzun bir yürüyüşle Konarı Köyü’nün kuzeyinde, kanyon duvarında bulunan Kızılin’e ulaştık. Mağaranın, dev gibi ağzı olmasına karşın yüksek ihtimalle bir kovuk olma olasılığı vardı. Gerçekten de girişin hemen ardından daraldı. Çamur dolu daracık bir deliği geçtikten sonra bizi bir sürpriz bekliyordu; karşımızda zemini çamur ve guano yığınları ile kaplı, yüksek tavanlı büyük bir salon vardı ve tavan yarasa dolu idi. 

Yaklaşık 6 saat süren bu çalışmanın ardından, geri dönerken, aynen bir gün öncesinde olduğu gibi yine korkunç bir yağmura yakalandık. Son günümüzde ise aynı bölgede, diğer bir kanyonda bulunan ve uzun yıllar boyunca ağıl olarak kullanılan Değirmenini 4 ve daha güneyde, kaya duvarında yeralan Değirmenini 5 ve 6 mağaraları ölçüldü.

Raporda isim isim sıralayacağız ama, bu gezi boyunca karşılaştığımız, daha önceden tanıdığımız veya yeni tanıştığımız herkesin ilgi ve yardımı için ne kadar teşekkür etsek az.

OBRUK SAYI 2 YAYIMLANDI

Posted on

OBRUK Dergisinin ikinci sayısı bugün matbaadan çıktı. Eline ilk alanlardan biri olan sevgili Bülent Erdem'in övgü dolu e-postasını teşekkür ederek müsaadesiyle burada yayımlıyoruz:

"Sevgili Magaracilar,

Elimde OBRUK dergisinin 2. sayısı var.

Bugüne değin Türkiye'de yayınlanmış en güzel MAĞARA DERGİSİ olarak tanımlamak abartı olmaz.

Kuşe kağıda tamamen renkli olarak basılan bu derginin her mağaracının arşivinde yer alması gerekir.

100 sayfa, A4 boyutunda olan dergide 59 adet mağara haritası var.

Araştırma yapılan bölgeler ile ilgili raporlar, fotoğraf ve haritaları ile birlikte yer alıyor. İngilizce özetler unutulmamış.

Derginin tüm grupları motive etmesi umuduyla.

Bu harika dergiyi çıkartan, fotoğraflarını çeken ekip üyeleri, tüm güzel övgüleri hak ediyor.

Ellerinize sağlık."

OBRUK Sayı 2, tüm mağaracılık derneklerine iki kopya olarak postalanıyor. Kişisel olarak edinmek isteyenler 10 TL bedelle grubumuzdan talep edebilirler (siparis).

OBRUK Dergisinin ikinci sayısı bugün matbaadan çıktı. Eline ilk alanlardan biri olan sevgili Bülent Erdem'in övgü dolu e-postasını teşekkür ederek müsaadesiyle burada yayımlıyoruz:

"Sevgili Magaracilar,

Elimde OBRUK dergisinin 2. sayısı var.

Bugüne değin Türkiye'de yayınlanmış en güzel MAĞARA DERGİSİ olarak tanımlamak abartı olmaz.

Kuşe kağıda tamamen renkli olarak basılan bu derginin her mağaracının arşivinde yer alması gerekir.

100 sayfa, A4 boyutunda olan dergide 59 adet mağara haritası var.

Araştırma yapılan bölgeler ile ilgili raporlar, fotoğraf ve haritaları ile birlikte yer alıyor. İngilizce özetler unutulmamış.

Derginin tüm grupları motive etmesi umuduyla.

Bu harika dergiyi çıkartan, fotoğraflarını çeken ekip üyeleri, tüm güzel övgüleri hak ediyor.

Ellerinize sağlık."

OBRUK Sayı 2, tüm mağaracılık derneklerine iki kopya olarak postalanıyor. Kişisel olarak edinmek isteyenler 10 TL bedelle grubumuzdan talep edebilirler (siparis).

KADIHARMANI KOKURDANI GEZİSİ

Posted on

 Güzel bir geziden daha döndük. Toplam 2½ giriş ile Kadıharmanı Kokurdanı tahminen -200 m derinlikte sonlandı. Tırmanışlı traverten kol da dahil olmak üzere tüm ölçümler alındı, harita en kısa sürede çizilip yayımlanacak. (13.6.2010 itibariyle yayımlandı)

Kampı bir gün erken toparlayabilmemiz sayesinde dönüş yolu üzerinde Safranbolu Yarasa İni'nde de ilk çalışmamızı gerçekleştirdik. Sürprizlerle dolu, en az 6 girişli labirent gibi bir mağara çıktı. 22A2A2A2A2 şeklinde istasyon numaralamamla çok dalga geçilmesine karşın toplamda tahminen 500 metre ölçüm alındı. Mağara bitmiş değil, çalışmalarımız sürecek.

Bununla da yetinmeyip son fasılada sağanak yağmur altında toprak bir yoldan 1750 m irtifaya çıkarak Pekmez'in Kuyusu'nu da tespit ettik. Yaz çalışma programımızda değerlendireceğiz.

 Güzel bir geziden daha döndük. Toplam 2½ giriş ile Kadıharmanı Kokurdanı tahminen -200 m derinlikte sonlandı. Tırmanışlı traverten kol da dahil olmak üzere tüm ölçümler alındı, harita en kısa sürede çizilip yayımlanacak. (13.6.2010 itibariyle yayımlandı)

Kampı bir gün erken toparlayabilmemiz sayesinde dönüş yolu üzerinde Safranbolu Yarasa İni'nde de ilk çalışmamızı gerçekleştirdik. Sürprizlerle dolu, en az 6 girişli labirent gibi bir mağara çıktı. 22A2A2A2A2 şeklinde istasyon numaralamamla çok dalga geçilmesine karşın toplamda tahminen 500 metre ölçüm alındı. Mağara bitmiş değil, çalışmalarımız sürecek.

Bununla da yetinmeyip son fasılada sağanak yağmur altında toprak bir yoldan 1750 m irtifaya çıkarak Pekmez'in Kuyusu'nu da tespit ettik. Yaz çalışma programımızda değerlendireceğiz.

MARAŞ ÖN ARAŞTIRMA

Posted on

Birinin ayağı, diğerinin eli, üçüncüsünün omzu sakat ve yaş ortalaması 48 olan bir ekip tarafından yapılan 4 günlük yüzey araştırması ancak bu denli verimli olabilirdi. Bulunan 15-20 mağaradan bazıları Türkiye çapında öneme sahip yerler. Resimde gördüğünüz düden Keş Dağı’nın batısında. Bu nehir, yaylada bir kalker duvarın önünde batıyor, 100 m aşağıda dışarı çıkıyor ve 100 m sonra tekrar batıyor, 4 km sonra tekrar çıkıyor. 

Soldaki fotoğrafta gördüğünüz su çıkışı ise 2.350 m yükseklikte dev gibi bir ağzın içinden bir şelale halinde dökülerek çıkıyor. Görülmeye değer bir mağara ağzı ve manzara.

Öbür su çıkışı ise akıllara zarar; düz ovada kocaman bir mağara ağzından deli bir nehir çıkmakta, sanki Pınargözü mübarek! Su yaz aylarında biraz daha azalırmış ve içine girilebilirmiş… Göreceğiz bakalım!

Bunların dışında, Yeşilgöz’ün kuzeyindeki Kurucaova’da bulunan düdende -45 m indik, mağara devam ediyor. Bulunan diğer mağaralardan altısı ölçüldü ve haritalandı. Uzun bir rapor hazırlıyoruz ve resimler yakında yayımlanacak. Yani acaip işimiz ve yeni bir Keş Dağı Düdenimiz daha var.

Birinin ayağı, diğerinin eli, üçüncüsünün omzu sakat ve yaş ortalaması 48 olan bir ekip tarafından yapılan 4 günlük yüzey araştırması ancak bu denli verimli olabilirdi. Bulunan 15-20 mağaradan bazıları Türkiye çapında öneme sahip yerler. Resimde gördüğünüz düden Keş Dağı’nın batısında. Bu nehir, yaylada bir kalker duvarın önünde batıyor, 100 m aşağıda dışarı çıkıyor ve 100 m sonra tekrar batıyor, 4 km sonra tekrar çıkıyor. 

Soldaki fotoğrafta gördüğünüz su çıkışı ise 2.350 m yükseklikte dev gibi bir ağzın içinden bir şelale halinde dökülerek çıkıyor. Görülmeye değer bir mağara ağzı ve manzara.

Öbür su çıkışı ise akıllara zarar; düz ovada kocaman bir mağara ağzından deli bir nehir çıkmakta, sanki Pınargözü mübarek! Su yaz aylarında biraz daha azalırmış ve içine girilebilirmiş… Göreceğiz bakalım!

Bunların dışında, Yeşilgöz’ün kuzeyindeki Kurucaova’da bulunan düdende -45 m indik, mağara devam ediyor. Bulunan diğer mağaralardan altısı ölçüldü ve haritalandı. Uzun bir rapor hazırlıyoruz ve resimler yakında yayımlanacak. Yani acaip işimiz ve yeni bir Keş Dağı Düdenimiz daha var.

o’mag OBRUK DERGİSİ MAĞARA ARAŞTIRMA GRUBUNUN DOĞUŞU

Posted on

2 yıl önce kuruluşunda bulunduğumuz ASPEG, geçen kısacık süre zarfında Türk mağaracılığında şimdiye dek benzerine fazla rastlanmamış çalışmalara imza attı. Ne var ki üyelerinin büyük bir çoğunluğunun uyumlu çalışmasına karşın, mağaracılık tarzı ve bu tarzın uygulanış şekli açısından ortaya çıkan yönetimsel uyuşmazlıklar ne yazık ki bu gencecik kuruluşta bir ayrılığı zorunlu kıldı.

Karşılıklı görüşmeler neticesinde imzalanan bir protokolla gerçekleşen bu ayrılık sonunda, 35 aktif¹ üyenin 19’u bu kuruluştan ayrılmış, ASPEG’in sahip olduğu tüm değerler ise bu iki grup arasında olabildiğince adil bir şekilde pay edilmiştir.

Dilek ve arzumuz, tüm mağaracıların gelecekte de en az geçmişte olduğu kadar başarılı çalışmalara imza atmasıdır.


¹ Aidatını ödemiş ve son 12 ayda en az 2 geziye katılmış üyeler

2 yıl önce kuruluşunda bulunduğumuz ASPEG, geçen kısacık süre zarfında Türk mağaracılığında şimdiye dek benzerine fazla rastlanmamış çalışmalara imza attı. Ne var ki üyelerinin büyük bir çoğunluğunun uyumlu çalışmasına karşın, mağaracılık tarzı ve bu tarzın uygulanış şekli açısından ortaya çıkan yönetimsel uyuşmazlıklar ne yazık ki bu gencecik kuruluşta bir ayrılığı zorunlu kıldı.

Karşılıklı görüşmeler neticesinde imzalanan bir protokolla gerçekleşen bu ayrılık sonunda, 35 aktif¹ üyenin 19’u bu kuruluştan ayrılmış, ASPEG’in sahip olduğu tüm değerler ise bu iki grup arasında olabildiğince adil bir şekilde pay edilmiştir.

Dilek ve arzumuz, tüm mağaracıların gelecekte de en az geçmişte olduğu kadar başarılı çalışmalara imza atmasıdır.


¹ Aidatını ödemiş ve son 12 ayda en az 2 geziye katılmış üyeler